2 Haziran 2014 Pazartesi

Rivayet odur ki - Bedreddini





Gün batıyordu. Tepenin yamacına iki büklüm çömelmiş ihtiyarın biteviye uzanan gölgesinin izini süren karıncalar seferlerini nihayete erdiremeden, yılın bu zamanında cehennemi azametini kaybetmişçesine şavkıyan mihri dağların arasına gömülecekti. Puslu hava günü sisin griliğine, gel geç gölgeli bir muğlaklığa mahkum kılmıştı.


Bu geçkince adam cenubi Dobruca köylülerindendi. Nicedir gün kaybolurken gelip zifir baki kalana değin oturuyor, kırk yıl öncesinin anılarını havsalasında evirip çeviriyordu. Bütün bu uğraşlar tek bir yere gelip saplanmaktaydı: Deliorman'ın fısıldadığı, Dobruca köylüleri arasında kutlu bir vahiy gibi dilden dile dolaşan, her bakışta umulan, her düşte hayallenen günler gelecek miydi? 

28 Nisan 2014 Pazartesi

Persepolis

Nisan'14

“Düşmanın yalanına aldırış etme hafız,
Doğru söylese zaten onunla savaşmayız!”

Hafız-ı Şirazi
eutt sigarali kadin


Sigarasını yakmış genç bir kadının ağzından Kadim pers diyarı söylencesi…

Bin bir gecenin esrarını kaybetmiş, Hafız ve Hayyam’ın rubailerini reddetmiş, Mantıku’t-Tayr kuşlarının birer birer yorgun düşüp terk eyledikleri bir Fars diyarı anlatısı Persepolis. Tarihsel olarak Hafız’ın şehri Şiraz’ın yakınlarında yer eden bu kadim şehir Marjane Satrapi’nin kitabına isim olmuş. Çoğumuzun animasyon filmiyle tanıdığımız bu eser, EÜTT(Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu) tarafından 27 Mart’tan itibaren sahnelenmekte. Bu yazıda oyunun özetinden ziyade izleyen seyircilerin ve sahneleyen grubun daha rahat anlayabileceği bir yapı kurmak istiyorum.