Söylemek; dile dökmek, tanımlamak
sınıflandırmaktır. Görüneni, zahiriyi ve imgelemindekini betimlemek,
kendi algınla tespit etmek ve yerleştirmektedir. Söylem bir anlamda
gerçeğin yaratıcısı ve o ateşin en geniş körüğüdür. Kendi kendinize bile
söyleyemediğiniz şeyleri silikleştirmeye başlarsınız. Farz-ı misal,
nefret kelimesi lügatinde yoksa yavaş yavaş sönümlenir zira tarif
edemezsin.
Pollyanna’cılık oynamaya da gerek yok,
boka gül diyerek onu güzel kokutamazsın ama herkesin kaçtığı o kokunun
yanı başında kendini kandıra kandıra oturursun. Karşındaki kendini tarif
etmiyorsa senin yaptığın tarif kendi algılarınla kısıtlıdır. Hele ki
bir iktidar mekanizmasıysan tarif etmek, tanımlamak, okunur kılmak
zorundasındır. Örneğini Gezi eylemleri sonrasında gördüğümüz iktidar
afallaması ve iktidarın kitleyi tanımlama çabasının uğradığı azizlikler
bu yüzden bana ayrı bir keyif veriyor. Her neyse, Gogol’ün Müfettiş’i de
az çok benzer bir düşünme yönteminin sonucunda izleyebileceğimiz bir
olaylar silsilesi ile karşımıza çıkıyor.
Söylemden dem vurmuşken değinmek gerekir
diye düşünüyorum; bürokratik işleyişten dolayı dilimize “Müfettiş”
olarak çevrilmiş olan kavram Rusça ve Çekçe de “Revizor” kelimesiyle
ifade ediliyor. Revizor köken olarak revize etmek, düzenlemek,
iyileştirmek anlamlarından gelirken “Müfettiş” denetleyen, kontrol eden
anlamlarını çağrıştırıyor.[1]
Kelimenin orijinalindeki yapıcı anlam maalesef ki devlet algımızdan
dolayı bir iktidar mekanizmasına bir eksiklik arayan bir güç odağına
evriliyor.
Her ne kadar klasikleşmiş ve bilinen bir oyun olsa da olay örgüsünü kısaca hatırlamak gerekirse:
Yönettiği kente kılık değiştirmiş bir
müfettiş geleceğini öğrenen bir belediye başkanı, bütün bürokratlarını
toplayıp müfettişin en iyi biçimde ağırlanması talimatını verir.
Yozlaşmış bürokratik ilişkiler içindeki yöneticiler, ne yapacaklarını
şaşırmıştır; birkaç gündür kasabada bulunan iyi giyimli Hlestekov’u
beklenen müfettiş zannederler. Oysa Hlestakov müfettiş değil, zengin bir
toprak ağasının oğludur. Kumar oynayıp harçlığını çarçur ettiğinden
parasız kalmıştır ve bir handa uşağı Osip ile birlikte borçlanarak
kalmaktadır. Hlestakov, onu müfettiş sanan belediye başkanının ziyareti
üzerine durumdan yararlanır. Kendisine sunulan ikramları kabul eder ve
işi, halkın şikayetlerini dinlemeye, çözüm getireceği umudu yaratıp
rüşvet almaya kadar vardırır. Sahte müfettiş ayrıca belediye başkanının
karısını ve kızını da ayartır ve başkanın kızı ile uygunsuz durumda
yakalananınca onunla evlenme sözü verir. Uşağının uyarması üzerine
gerçek anlaşılmadan kenti terk etme hazırlıklarına girişen sahte
müfettiş olanı biteni bir mektupla Petersburg’daki gazeteci arkadaşına
aktarır. Mektubu alan posta müdürü, kendisinden şikayet edildiğinden
şüphelenerek mektubu açınca müfettişin sahte olduğunu öğrenir. Kasaba
yöneticileri aldatıldıklarını anladıkları sırada kasabaya gerçek
müfettiş gelir.[2]
Tolstoy, Anna Karenina’da bürokratik
işler Rusya’nın ruhudur der. Gogol’de Müfettiş oyununda bu bürokratik
mekanizmayı tek bir temayla, tek bir kelimeyle ifade eder: Yozlaşma.
Kasabanın bütün bürokratları, Hlestakov’u müfettiş olarak tanımladıktan
sonra onun emirlerini, isteklerini yerine getirirken ne kadar rezil
duruma düştükleri onlar için bir önem arz etmiyor. Korumaları gereken
bir mevki için geçici bir zelzeleyi atlatmaya benziyor bu iş. Bu
kodamanların makamlarına yönelik addettikleri tehdide karşın
rahatladıkları ilk nokta ise Hlestakov’un rüşvetleri kabul etmesi. Daha
önce de değindiğim üzere bürokratlar kendi ezberleri üzerinden
konumlarını korumak için rüşvete başvuruyorlar ve bu rüşvetlerin kabulü
Hlestakov’u onların gözünde okunabilir, bilinebilir ve dolayısıyla
yönlendirilebilir kılıyor.
Oyunun sahnelemesine gelecek olursak, Narodni Divadlo, Gogol’ün bu oyununu “Revizor”[3]
adıyla, Michal Dočekal rejisiyle ve 13 kişilik bir oyuncu kadrosuyla
sahneye koyuyor. Narodni Divadlo, kurumsal yapılanma olarak hemen hemen
bizim Devlet Tiyatroları’na tekabül ediyor[4].
Yönetmen metne ekleme-çıkarma babında bir müdahalede bulunmamış ama
metni baştan aşağı en ince ayrıntısına kadar yorumlamış. Genele vuracak
olursak, kimi zaman bu yorumlama meselesi yanlış anlaşılabiliyor.
Kanımca iyi bir yorum yapılan değişikliklerden ziyade sahnelerin vurgu
noktalarının belirginleştirilmesiyle elde edilir. Mimesis Tiyatro/
Çeviri-Araştırma dergisinin 9. sayısında Brecht’in Shakespeare’i nasıl
yorumladığını anlatan ve bu yorumlamalar üzerine Berliner Ensemble’da
yürütülen kimi tartışmaları da ihtiva eden çok yararlı bir dosya var.
Brecht’in genel mantığını özetleyecek olursak; herhangi bir ekleme
yapmadan oyunu en ince ayrıntısına kadar bilerek kurgularsanız
istediğinizi elde edersiniz.
Oyunda temel olarak üç odak var:
kodamanlar, Hlestakov-Ossip ve belediye başkanının ailesi. Kodamanların
bir odak olarak betimlenmesi için kimi zaman stilize hale gelen
tepkileri, gelişmelere verdikleri tepkilerin benzeşmesi ve aralarındaki
ilişkiyi derinleştiren birbirlerini “satma” jestleri oldukça geçişken ve
yerli yerinde kullanılmış. Ossip ve Hlestakov ikilisi aralarındaki net
ast-üst ilişkisine rağmen Hlestakov’u beş parasızlığından dolayı
iktidarının kırılgan bir nitelik taşıması ve Ossip’e her zaman emretmek
yerine onu yemek istemek için ikna etmek zorunda olması dramaturjik
anlama çok net hizmet ediyor. Hlestakov ise sadece tek bir jestle bile
ifade edilebilir hale gelmiş. Beş parasız ve aç otel odasında beklerken,
sigarası kalmaması üzerine bavulundan çıkardığı bir müsvedde kağıda,
yatağından çıkardığı kuru otları sarıp adeta yüksek kalite bir puro
içiyormuşçasına sergilediği tavırlar karakterin temel yönelimine dair ip
uçları içeriyor.
Oyunda dikkatimi en çok celbeden ve
kendini beğendiren yorum ise şimdiye kadar izlediğim Müfettiş
sahnelemelerinin en arazlı noktası olan Hlestakov’un nişanlanmayı kabul
ettiği genç kızın dramaturjisi. Bu genç kız daha doğrusu “belediye
başkanının ve başkanın karısının kızı” bir çok yorumda “aptallaştırılır”
ve mizah öğesi halinde sunulurken, yönetmen Michal Dočekal dramaturjik
tercihini çok net sergilemiş. İzlediğimiz kız annesi ve babası
tarafından kendisine öğretilen davranış biçimlerini sakil biçimde
üstünde taşıyor. Yani rol modellerine uygun olarak, yoz bir ortam
içerisinde onları taklit ederek kendine yer bulmaya çalışıyor. Ne babası
kadar hesapçı ne de annesi kadar işbilir olan genç kıza dair yapılan bu
dramaturjik yorum oyunculuk üslubuyla da desteklenmiş. Kendisine tarif
edilen postürü bile mekanik biçimde taşıyabilen, öğretilen jestleri
benimseyemediğinden kimi zaman ne yapacağını bilemeyen bir genç kız
olarak çizilmiş.
Hepi topu 3 masa ve 10 sandalyeden
oluşan basit bir dekorla sahnelenen oyunun en sıkıntılı kısmı ise
sahnelerin ritimleri. Stanislavski, Bir Rol Yaratmak kitabından Müfettiş
oyunundan çeşitli sahneler ele alır ve bu sahneleri oyunculuk
eğitiminde kullanır. İzlediğim sahneleme Stanislavski’nin gözlerini
yaşartacak derecede her fiziksel aksiyon belirlenmiş ve organik biçimde
bağlanmıştı. Bu fiziksel aksiyonların icrası da oldukça başarılıydı.
Lakin göz ardı edilen nokta sahnede vukuat belli olduktan ve çatışma
yaşanırken metnin tamamını sahneye koymak saplantısıyla sahnelerin çokça
sarktığıydı. Oyuncular her ne kadar hakkını vererek oynasalar da
seyirci gözüyle bakıldığında, sahnelerin daha hızlı ilerlemesi ve
hikayenin takibinden kopmama isteği baskın çıkıyordu. Örneğin
kodamanların ayrı ayrı gelip Hlestakov’a rüşvetleri takdim ettikleri
sahnenin her bölümü yaklaşık 7 dakika sürüyor. Bu rüşvet sahnesini
yaklaşık 25 dakika izliyoruz. Benzer vukuatların yer aldığı hem
kodamanlar odağının hem de Hlestakov’un aynı aksiyon çizgisi ve tavırla
yorumladıkları bu sahnenin bu denli uzun sürmesi izlenirliğe ket
vuruyordu. Her ne kadar derin ve incelikli bir dramaturjik yorum
yaparsanız yapın eğer bir noktadan sonra seyirci sahneyi takip edememeye
başlıyorsa bütün çabalarınız boşa gider. Bu sahne bu durumun en göze
çarptığı kısımdı. Bunun gibi, kodamanların arasında geçen sahnelere de
bu gözle tekrar bakılarak oyunun genel bir ritim ayarlamasının yapılması
prodüksiyonun kalitesini artıracaktır.
Çağdaş eserlerin yanı sıra dünya
klasiklerini sahneleyen Narodni Divadlo’nun teatral yönelimi hakkında
bir şeyler söyleyebilmek için diğer oyunlarını da görmek gerekiyor.
Türkiye’de devlet tiyatroları tartışması uzun zamandır hep yönetim,
bürokrasi ve iktidar ilişkileriyle ele alındı. Sanatsal yaklaşımları,
oyun süreçlerini ve arka plan çalışmalarını ve bu süreçleri ne zaman
tartışmaya başlayabileceğiz bilemiyorum. Belki farklı ülkelerdeki
işleyişler bu konuda bir fikir verebilir. Öte yandan buradaki tiyatrolar
da internet imkanından sadece seyircilere ulaşmak üzere
faydalanıyorlar. Kim bilir belki bir gün bu çalışmalar diğer
tiyatrocuların da faydalanabilmesi için açılır. Engin Alkan’ın
çalışmalarını kamusallaştırdığı ardiyeler[5] [6] [7] veyahut Tiyatro Boğaziçi’nin erdeyse kurulduğundan beri çalışmalarını kamusallaştırma çabaları[8] birer örnek teşkil eder.
[1] Nişanyan Sözlük, http://www.nisanyansozluk.com/?k=m%C3%BCfetti%C5%9F
[2] http://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCfetti%C5%9F_%28oyun%29
[3] http://www.youtube.com/watch?v=_JJphiuoeqc
[4] http://www.narodni-divadlo.cz/en/about-us
[5] http://istanbulefendisiardiyesi.tr.gg/ANA-SAYFA.htm
[6] http://bernardaardiyesi.tr.gg/
[7] http://tarlakusuydujuliet.tr.gg/
[8] http://www.bgst.org/tiyatro
Bu yazı aynı zamanda Mimesis Sahne Sanatları Portali'nde yayınlanmıştır...
YanıtlaSilhttp://mimesis-dergi.org/2013/09/soylemden-gercege-revizormufettis/