Ekim'13
Çoğunlukla izlenilen oyunun yapısı, özü,
üslubu, dili yazılan eleştiriye sirayet eder. En nihayetinde yazan
kimse oyunun, imgeleminde bıraktığı izdüşümlerini değerlendiriyor
demektir. Ve en nihayetinde yol bir kafiye arar ve bulur dönemeçlerin benzerliğinde…
Demem o ki bu yazının üslubunun
müsebbibi benden ziyade Tolstoy’un eserini hallaç pamuğu gibi atan yazar
Armin Petras ve bu uyarlamayı sahneleyen yönetmen Daniel Špinar
ikilisidir.
Son bir aydır Brno’da izlediğim
klasiklerin, klasik klasik sahnelenmesinden şikayet ederken bir
arkadaşın önerisiyle bu akşam (22 Ekim) Narodni Divadlo’dan Anna
Karenina’yı izlemek istedim. Gerçi oyunun farklılığından bahsederken interesting yerine strange kelimesini kullanmasından işin içinden bir hinlik olduğunu anlamam gerekirdi.